Cumartesi, Aralık 12

"NOT: PKK merkezinin Tokat’taki pusu konusunda yapmış olduğu “Anakarargah Komutanlığımız tarafından herhangi bir talimat verilmemesine rağmen, Dersim eyaletimize bağlı bir birimimiz kendi inisiyatifiyle yaptı” açıklaması, 1993 yılındaki 33 askerin öldürüldüğü Bingöl pususundan sonra gerçeklemiş olan gelişmeleri akla getiriyor.
O zaman da PKK merkezi ve Öcalan tarafından benzer şekilde dolaylı olarak üstlenilmiş olan pusu, daha sonra, ‘Bizim haberimiz yoktu, Şemdin Sakık kendi inisiyatifiyle yaptı’ denilerek reddedilmişti. Sonraki yıllarda, Ergenekon dosyası dahil olmak üzere ortaya çıkan bir çok bilgi ve bulgu, Bingöl pususunun devlet içindeki bazı güçlerle bağlantısı olduğu yönündeki şüpheyi artırdı.
Bu gibi noktaların da bir kenara not edilmelerinde büyük yarar var... Bu gibi şüpheler üzerinden bir araştırmaya ve sorgulamaya girişilirse, olayın arka planındaki olası birtakım karanlık hesapların ve bağlantıların aydınlatılması söz konusu olabilir."

2 yorum:

avs dedi ki...

"şemdin sakık: 1993 yılının mayıs ayında, bingöl-elazığ karayolunda yaşanan olayda 33 asker öldürüldü. bu olaydan hemen sonra öcalan olayı sahiplenerek savundu ve değerlendirmelar yaptı. BBC radyosuna verdiği demeçte, bu eylemi üstlendi ve eylemin misilleme oldugunu söyledi. gerek türkiye genelinde, gerek dünya kamoyunda bu eyleme karşı sert tepkiler ortaya çıkınca, bu sefer de yuzseksen derecelik dönüş yaptı. eylemin örgüt içi çeteler tarafindan yapıldığını söylemeye başladı.. hatta olay yerinden oldukça uzakta bulunan şahsımı hedef yapti. bir yandan sorumlularin cezalandirilicagini soylerken diger taraftan da eylem sorumlularina kutlama mesajlari gonderdi onlari odullendirdi. hatta serbest birakilan birkac kurt kokenli askeri oldurmedikleri icin de eylemcileri elestirdi..
okumayan arastirmayan, hafizasi zayif bir toplumun bu eksikliklerine guvenerek en cirkin yalan ve iftiraları manşetlerden vermek, erkranlardan anlatmak yalnizca gazetecilik degil, insanlik ahlakina da aykiridir." alinti- umit zileli,10.12.2009.

ayrica TSK gibi bir ülkenin yasal askeri gücünün olayla ilgili cok net açıklamalarindan sonra PKK gibi tastikli bir terör örgütünü korumaya calismak nasil bir yaklasimdir?

eylem dedi ki...

kimseyi korumaya çalışmıyorum tabi ki, sadece, özellikle son yıllarda gün yüzüne çıkan ilişkiler ağlarından, belgelerden,..vs. sonra, gelişen olaylara biraz şüpheyle yaklaşmak gerektiğini inanıyorum. medyanın ve bazı kurumların yaptığı açıklamalara gözü kapalı inanmamak gerekiyor.ayrıca bu yazdığın yorumun beni nasıl hedef gösterdiğinin de (kim beni hedef olarak görsün o ayrı ama)farkında olmadığını düşünüyorum, DTP'nin kapatılmasına karşı olan herkesin terörist ilan edilmesi gibi, bu yazı altında yaptığın yorumu ancak ben böyle yorumluyorum. ayrıca sırf kendi görüşünü destekliyor diye zamanında PKK'nın ikinci adamı olan Şemdin Sakık'tan alıntı yapman bana çok ironik geliyor. son olarak bana söyleyebileceğin çok fazla şey olduğunu da biliyorum, çok fazla kitap okuduğunu, gündemi çok iyi takip ettiğini..vs. ama bundan sonra yazdığın yoruma cevap yazmayacağımı söylemek zorundayım çünkü o kadar farklı açılardan bakıyoruz ki olaylara ortak bir noktada buluşmamızın imkanı yok, sen fikrin söyledin ben söyledim, bundan sonra da istediğin yorumu buraya yazabilirsin tabi ki ama, sana kimsenin tarafında olmadığımı daha fazla kanıtlamaya çalışmayacağım.