Perşembe, Aralık 11

bulamadım

bi akşam yürüyüşü için beni aramasını beklediğim kişiye bu yazı, tıpkı eski günlerdeki gibi diyeceğim ama acaba biz senle daha önce hiç akşam yürüyüşü yaptık mı!? bu şehirde içimi sıkan birşeyler oldu hep, o yüzden seni burada bırakıp gitmek istemiyorum hiç, bavulumun içine girsen, yatağımın altında bakarım sana söz.

1 yorum:

dyg dedi ki...

sizin evdeki bütün yoğurtları kaşığı daldırıp sulandırışım geldi aklıma(yüzeyden alıcaksın duygu işte böyle), annenin tarçınlı kurabiyeleri, babanın bak duygu ne güzel gürbüz sen de biraz ye deyişi(gürbüz müyüm sahiden:), dershane koridorunda sigara molası, balkonda ilk öpücük:), babanın bana 4 beden büyük gelen grunge pantolonu(hala duruyosa bana ver yine giyerim:), bütün bunlar düş, düş evi, lisenin son senesi seni kaybettiğim hissi, sonra istanbul..tatsız tutsuz brüksel lahanası haşlaması ,kar yağdığında eve ulaşmak için mecidiyeköydeki yuvarlanmalar , ilk bilgisayarını alışın,saçlarımı sarıya boyatmamız(sörfçü:), sonra senin kocaman kız olman...evet en iyisi bavuluna koy sen beni..hem bana bakmak da zor olmaz, brüksel lahanası dışında her şeyi yerim:)...