Cuma, Ekim 31

dorian gray sendromu

şu yaşıma kadar hiç bir kozmetik ürününü (gençleştirici, sıkılaştırıcı,..) devamlı kullanmadım hatta milyonlar döktükten ve bir türlü düzenli kullanamadıktan sonra içimi rahatlatmak için kendi kendime hep şöyle dedim, "bu ürünleri kullanmamak lazım yoksa cilt alışır ve hep ister hep ister ister ister, en iyisi kullanmayı bırakmak", çünkü hiç bir zaman bunları düzenli kullanmak zorunda kalacağımı düşünmedim evet ben her zaman genç kalıcaktım, cildim hiç yaşlanmayacak, göz altlarımda çizgiler oluşmayacaktı, taa ki geçen gün öylesine girdiğim kozmetikçide, yüzündeki tonlarca boyayla bana yaklaşan kadının göz altı torbalarım ve fazla değil bir iki tane çizgim için beni uyardığı ana kadar.. artık her gece yatmadan kalem masajı ile göz altı kremi, hayatıma bi rutin daha eklendi.

3 yorum:

sebnem dedi ki...

mac'e gittin değil mi yine? kanma o kadınlara eylem, gözaltı torban falan yok.. onlar kendileri makyajsız cadıya benziyor diye herkesi kendileri gibi yapmak istiyorlar ya da daha basiti sattıkları abuk subuk her ürün başına prim alıyorlar.. kadının yüzüne tekrar bir baksaydın ve benim için "siz o kadar kimyasalla bile kırışıklıklarınızı saklayamamış olabilirsiniz fakat benim kalem masajı (o da ne?) ya da bilmemne serumuna ihtiyacım yok!" deseydin. hem geçen sabah ebru şallı'nın sabah programını izledim kahvaltı yaparken. muzu çattal ezip üstüne bal döküyorsun, sonra onu yüzüne sürüyorsun. işe bir mankenden güzellik tavsiyeleri... istersen pilates dvd'si de çıkartmış kendisi..

atom bohem dedi ki...

hakkaten kalem masajı ne ki:)?

eylem dedi ki...

uygulamalı olarak anlatmam lazım, gelince göstercem sana duygu söz, şebnem'e de dün gösterdim zaten:)